Okullardaki müfredatlar kapsamında öğrencilere
kazandırmaya çalıştığımız yoğun ezbere dayalı bilgi, sınav sistemi ve
üniversitede bir bölüm kazanma çabası hayatımızın asıl amaçlarını unutur hale
getirdi. Toplumun ihtiyaçlarına çözüm bulacak bugünün çocukları ve
gençleri, gerçekten, problem çözme becerisine sahip, karşılaştığı durumlar
konusunda analitik düşünebilen, yorum yapabilen, çözüm yolları araştıran, yenilikçi
ve hayal gücünü kullanabilen bireyler olarak yetişiyor mu?
21. Yüzyılda ülke olarak gelişmek ve
liderlik edebilmek için dijital çağın gerektirdiği beceriler ile donatılmış
bireylere ihtiyaç duyulmaktadır.
STEM (Fen, Teknoloji, Mühendislik, Matematik) eğitimi bu anlamda çok önemli hale gelmiştir. STEM eğitimi,
disiplinler arası ve uygulamaya yönelik yaklaşımı içeren fen, teknoloji,
mühendislik ve matematik gibi dört önemli disiplinin birbirleriyle
entegrasyonunu hedefleyen bir öğretim sistemidir.
“STEM” aslında
küçük yaşlarda sahip olduğumuz “yaratıcılığı” kullanarak,
destekleyerek, tetikleyerek problem odaklı çalışmaya çocuklardaki “merak” duygusundan yola çıkarak
çözümler bulmaya odaklı bir sistemdir.
Artık tüketici bireylerden çok üretici
bireylere ihtiyaç duyulmaktadır.
STEM eğitimi, üretim odaklı olmasının
yanı sıra eleştirel düşünme, yaratıcılık, yenilenme, problem çözme, üretkenlik
ve sorumluluk gibi 21. Yüzyıl becerilerini barındırmaktadır. Bu beceriler
doğrultusunda üretim yapılarak topluma ve ekonomiye fayda sağlanabilmektedir.
İnternet ve benzer
kaynaklar, çocuk yaştan itibaren artık tüm bireylerin kolayca bilgiye ulaşmasını sağlamaktadır. Yeni
kavramların çığ gibi büyüdüğü, teknolojinin çok hızlı seyrettiği bu günlerde, bilginin
ve öğrendiklerimizin değerini kavramak zor bir hale geldi. Bilgiyi tüketirken,
aynı zamanda nasıl üreteceğimiz ve bilgiyi üretmenin değerini kavrama ve
sahiplenme ihtiyacı oluştu. İşte bu tablo üzerine ortaya çıkan "Maker" hareketi ise teknoloji ile
"kendin yap" düşüncesini
bir araya getiren, "izleyici olma,
kendin yap" mottosu ile ortaya çıkmış bir harekettir.
Maker; düşünen tasarlayan, tasarımlarını
gerçekleştiren, üreten ve bunları paylaşan bireydir. Bu noktadan hareketle
Maker Hareketi de bireylere, düşündükleri tasarımlarını gerçekleştirme imkanı
sunarak tüketen değil üreten ve inovasyon ruhuna sahip bir toplum oluşturmayı
hedefleyen bir yaklaşımdır.
Maker hareketi
öğrenenlerin sürekli aktif olduğu, yaparak-yaşayarak öğrenebildiği çok etkili
bir süreç ortaya koyduğundan eğitimde etkili bir araç olarak kullanılabilir.
Bu
nedenle MAKER ve STEM kavramları ayrı
düşünülmemelidir.